“İyiyi bilmeyince kötüyü bilemezsin ey yiğit; zıt zıddıyla bilinir.” Hz.Mevlânâ
Kısmet etmiş ise Mevla; el getirir, yel getirir, sel getirir. Kısmet etmez ise Mevla; el götürür, yel götürür, sel götürür.
Körün gözüne göre ben bir hiçten ibaretim; Sağırın kulağına göre de ben dilsizim..
“Ademoğlu dilinin altında gizlidir…”
Bazen kahırda lütuf, Bazen lütufta kahır gizlenir..
Her yol kapalı olsa da, kapısından ayrılma; O sana kimsenin bilmediği gizli kapıyı açar.
Durma! Derde deva istediğin tarafa koş!..
Doğruların yemin etmeye ihtiyacı yoktur. Hz.Mevlânâ
Doğru ile yanlışın ötesinde bir yer daha var. Orada buluşalım. Hz.Mevlana
Güneş, herkesin üzerine eşit doğar. Ama; gül başka, leş başka kokar. Hz.Mevlânâ
Gözyaşının bile görevi varmış; Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış. Hz.Mevlânâ
Duydum ki gıybetimi yapmışsın, yüzüme söylemekten kaçmışsın. Benim gibi bir acizden korkmuş Allah’tan korkmamışsın. Hz.Mevlânâ
İnsanı gördüklerinden ibaret sayma, göremediklerinde ara, İçidir hakikatin resmi, dışı sadece bir manzara. Hz.Mevlânâ
Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın? Hz.Mevlânâ
Ey dost! Derdin ne olursa olsun, Umudun her zaman Allah olsun.
Ey İnananlar! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şahidler olun. Bir topluluğa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin; adil olun; bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’tan sakının, doğrusu Allah işlediklerinizden Haberdar’dır. Maide/8
“Köpeklerin dudakları değdi diye deniz kirlenmez.” Mesnevi
Yâr ile uzlaşan yârsız kalmaz Alıcı ile uzlaşan müflis olmaz. Geceden korkmadığı için aldı ay ışığını. Diken ile uzlaştığı için aldı gül kokusunu.
İçerim çünkü ruhum onun peymanesi. Sarhoşum çünkü aklım onun divanesi. Bir mum geldi, ateş düşürdü içime. Güneş bile o mumun pervanesi.
Ney alınca elime, senin için neva geçerim. İzini bulursam eğer, sokağından geçerim. Ne lütuflar etmedin ki sen bana! İki cihanda da senden nasıl geçerim?
Ne zamanki aşk ile gönül arasında hır çıkar, Canım kavga ortasından fırlar kaçar. Delisi görse, akıllı sanır beni. Akıllısı görse, benden kaçar.
“Yarabbi, İki dünyada da muhtaç etme beni Fakirlik tacıyla yücelt beni Hareminde sırlarının mahremi kıl beni Sana gitmeyen yoldan döndür beni.”
Sanma ki senin gamından kurtuldum. Ya da sensizliğe sabredip oturdum. Aşkının şerbetini öyle bir içtim ki Ezelden tut ebede kadar sarhoşum.
Ey dost, gel etme, yarın var günlerin ardında. İyilikle kötülük gün gibi aşikâr, ortada.
“Sürü geri döndü mü, giderken en ileride giden keçi en geride kalır.”