“İnsana uzaktan, bu cihan ni’meti hoştur, Her kim ki serab’dan su umar, zahmeti boştur.”
Her hasta arar derdine dermanını elbet, Aşık ise, ateşle yanıp, inlemek ister.
Varlık alemi çarelerle dopdoludur; ama Allah sana bir pencere açmadıkça, hiçbir çaren yoktur.
“Dost yüzü görmeden geçen günler ya ölümdür, ya uyku.”
“Şu deredeki su, kaç kere değişti, yıldızların akisleri hep yerinde.”
Her bir kötü huyunu bir diken bil. Dikenler kaç keredir ayağını yaraladı?
Kim demiş, gül yaşar dikenin himayesinde. Dikenin itibarı, ancak gül sayesinde.
Başkasının yerine koy kendini; Ağlayan birine “gül”, inleyen birine “sus” deme. Ağlayana omuz ver, inleyene çâre ol.
Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.
Herkes bedeninin ölümünü düşünüyor. Kalbinin ölümünü düşünen yok. Asıl önemli olan, kalbin ölmesidir.
Cahille oturup bal yiyeceğine, Âlimle oturup kuru ekmek ye!
Gönlünü yıkayıp arıtmamışsan habire, abdest alıp durmaktan fayda bekleme.
Gel de birbirimizin kadrini bilelim. Çünkü ansızın öleceğiz, ayrılacağız birbirimizden. Hz.Mevlânâ
Doğru ile yanlışın ötesinde bir yer daha var. Orada buluşalım.
Adam savaşmakla çetin er sayılmaz, Öfkelendiği zaman kendini tutabilendir çetin.
Her zaman doğruyu söyle, ama her zaman her doğruyu değil.
Akıl, sonradan ah çekmek için değil; düşünüp tedbir almak içindir.
Denizin dibinde incilerle taşlar karışık bulunurlar. Övülecek şeylerde, kusur ve yanlışların arasında bulunurlar.
“İnsanların kalp birliği, dil birliğinden yeğdir.”
Kanat vardır Doğanı padişaha götürür; Kanat vardır Kuzgunu leşe götürür.
Her meyvenin içi kabuğundan iyidir. Bedeni kabuk bil, içi de sevgili… Hz.Mevlânâ
El sendedir, dil sende, diken sende, gül sende, Her an imtihandasın, ağlasan da, gülsen de…
Sus Gönlüm.. Her Susuşun bir Cevap Olsun.. Her Susuşun Sabrın Olsun.. Her Susuşun ”Dua”n Olsun..
“Sevmek; Kuru odunlar gibi sessiz, sakin yanmaktır!..”
“Gönül sevgiliyi bulmuşsa, kuru dal bile çiçek açar.”